Son dönemde artan aile içi şiddet vakalarına bir yenisi daha eklendi. Boşanma aşamasındaki bir çiftin yaşadığı olay, hem bölge halkını hem de tüm ülkeyi derin bir şok içerisinde bıraktı. Adana'da gerçekleşen bu korkunç bıçaklama olayı, kadının sokak ortasında 12 yerinden bıçaklanmasıyla sonuçlandı. Olayın detayları ise, boşanma süreçlerinin ne kadar karmaşık ve tehlikeli olabileceğini bir kez daha gözler önüne serdi.
Olay, akşam saatlerinde Adana'nın merkez bir noktasında meydana geldi. İddiaya göre, boşanma aşamasındaki Abdulhakim Ç. ve eşi Yasemin Ç., sokakta karşılaştılar. İkili arasında başlayan tartışma kısa sürede kavgaya dönüştü. Abdulhakim Ç., boşanma sürecinde yaşadığı psikolojik bunalım nedeniyle eşi Yasemin Ç.'ye saldırarak onu 12 yerinden bıçakladı. Komşuların olayın yaşandığı anda polisi aramasıyla birlikte, hızla olay yerine intikal eden güvenlik güçleri, sağlık ekipleri de yaralı kadını hastaneye kaldırdı.
Ülkemizde yıllardır devam eden aile içi şiddet konusu, sosyal bir sorun olarak karşımıza çıkmaya devam ediyor. Uzmanlar, boşanma aşamasındaki çiftlerin sıklıkla bu türdramatik olayların merkezinde yer aldığını vurguluyor. Yasemin Ç.’nin yaşadığı bu acı olay, pek çok kadının hayatını tehdit eden benzer durumların ne kadar yaygın olduğunu gösteriyor. Aile içi şiddete karşı alınabilecek önlemler ve bu süreçte mağdurlara sunulabilecek destek mekanizmaları hakkında farkındalık yaratmak, toplumsal sorumluluğumuz haline gelmelidir.
Olayın ardından, Abdulhakim Ç. gözaltına alındı ve cinayet girişimi suçlamasıyla adliyeye sevk edildi. Mahkeme tarafından tutuklandığı bildirilen zanlının ifadesinde, boşanma sürecinde yaşadığı ruhsal sorunlara dikkat çektiği öğrenildi. Ancak, bu türbahanelerin suçun boyutunu asla azaltmayacağına dair kamuoyunda büyük bir bilinçlenme söz konusu.
Aynı zamanda, kadın cinayetleri ve aile içi şiddetle mücadele için çalışan birçok STK ve kuruluş, bu tür olayların önüne geçebilmek adına yapısal reformların ve sosyal farkındalığın artırılmasının elzem olduğunu dile getirmektedir. Özellikle, boşanma aşamasındaki çiftlerin yaşadığı stres ve gerginliğin, cinayete kadar varabilen bir döngüye dönüşmemesi için sağlıklı iletişim yollarının teşvik edilmesi gerektiği de altı çizilen önemli bir nokta.
Yasemin Ç.'nin hastanedeki tedavisi sürerken, olayın toplum üzerindeki etkileri hakkında da tartışmalar devam ediyor. Birçok kadın, bu tür durumlarla karşı karşıya kaldıklarında hangi adımları atabilecekleri konusunda belirsizlik yaşıyor. Yetkililer, özellikle kadın hakları ve korunması üzerine daha sıkı yasaların uygulanması gerektiğini savunurken, halk da bu konuda bilinçlendirilmelidir.
Sonuç olarak, bu trajik olay, toplum olarak aile içi şiddetle daha kararlı bir biçimde mücadele etmemiz gerektiğini gözler önüne seriyor. Her bireyin, sağlıklı ve güvenli bir yaşam sürme hakkı vardır ve bu hakların korunması için toplumsal bilinçlenme şarttır. Yasemin Ç.’ye bir an önce şifa diliyor, ailenin tüm bireylerinin bu tür olaylardan uzak durmasını umuyoruz.