İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi, ünlü avukat Selçuk Kozağaçlı'nın tahliyesine dair kritik bir karar aldı. Kozağaçlı, uzun süre devam eden hukuki süreç sonrası serbest bırakıldı. 2017 yılında tutuklanan Kozağaçlı, başta Gezi Parkı olayları olmak üzere çeşitli dava süreçlerinde aktif rol almıştı. Bu tahliye, hem hukuk camiasında hem de toplumda geniş yankı uyandırdı. Peki, bu tahliye süreci nasıl gelişti ve ileriye dönük neler bekleniyor? Bu yazıda, Kozağaçlı'nın tahliyesinin arka planını ve olası gelecekteki adımlarını detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.
Selçuk Kozağaçlı'nın tahliye süreci, hukukun çeşitli zorlukları ve toplumsal dinamiklerle şekillendi. 2017 yılında Gezi Parkı olayları sırasında, uluslararası alanda da tanınan insan hakları avukatı Kozağaçlı, siyasi mahkum olarak değerlendirildi. Geçtiğimiz aylarda başlatılan yeniden yargılama süreci, birçok insanın umudunu yeniden yeşertti. Kozağaçlı'nın avukatları, müvekkillerinin masumiyetine dair güçlü argümanlar sunarak, tahliye talebinde bulundu. Ardından açılan dava süreçlerinde mahkeme heyeti, delilleri değerlendirerek tahliye kararı verdi. Bu karar, sadece Kozağaçlı’nın değil, onunla benzer durumda olan diğer siyasi mahkumların da durumunu etkileyebilecek bir gelişme olarak yorumlanıyor.
Tahliyesinin hemen ardından basın mensuplarının karşısına geçen Selçuk Kozağaçlı, özgürlüğün kendisi için ne kadar değerli olduğunu vurguladı. "Hukukun üstünlüğü için mücadelemiz devam edecek,” diyen Kozağaçlı, hem toplumsal adaletin sağlanması hem de insan hakları konularında aktif olarak yer alacağını belirtti. Avukat, siyaset ve iş dünyasında da büyük yankı uyandıran Gezi Parkı davasının üstündeki örtünün kalmadığını ifade ederek, bu davanın Türkiye'deki demokratik mücadelenin sembollerinden biri olduğuna dikkat çekti. Kozağaçlı'nın tahliyesinin yaratacağı toplumsal ruh hâli, sadece avukatları değil, aynı zamanda destekçileri için de büyük bir moral kaynağı oldu. Sosyal medyada #KozağaçlıSerbest hashtagsi ile yapılan paylaşımlar, koalisyon gibi geniş bir kesimin destek talebini vurguladı. Bu gelişmeler, bir nevi toplumsal mücadelenin yeni bir aşamasının habercisi olarak değerlendiriliyor.
Selçuk Kozağaçlı'nın tahliyesi, hukukun evrenselliği ve adaletin sağlanması adına önemli bir dönüm noktası olarak kayıtlara geçiyor. Gelecekte benzer durumdaki diğer mahkumlar için umut ışığı olmasının yanı sıra, toplumda da önemli bir tartışma konusu olmaya devam edecektir. Kozağaçlı'nın avukatlık mesleğine olan katkıları ve insan hakları mücadelesindeki azmi, genç nesiller için örnek teşkil eden bir hikaye olarak belleklerde yer alacak. Özgürlüğün, demokrasi ve insan hakları açısından ne kadar önemli bir kavram olduğunu bir kez daha hatırlatan bu süreç, yasal reformlar ve insan hakları ihlalleri konusunda kamuoyunun bu meseleleri daha fazla sorgulamasına neden olacaktır.